Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 Genel seçimleri öncesinde yapılan “Aday Tanıtımı ve Seçim Beyannamesi Toplantısı’nda “Aile ve Gençlik Bankası” kurulacağını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Trabzon’da Devlet Su İşleri (DSİ) toplantı salonunda düzenlenen “Trabzon İş Dünyası Buluşması” programında“Aile ve Gençlik Bankası” ile ilgili yaptığı açıklamada, “Aile ve gençlik bankası kurmayı hedefliyoruz. Seçim vaatlerimizden biri buydu. Bu mevzuda da çalışmalara başladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmaları başlattık. Belirli bir kademeye getirmiş durumdayız. Olgunlaştırdığımızda kanun teklifimizi yeni periyotta Meclisimize sunacağız. Aile ve gençlik bankasını kuracağız ve evre aşama bunu tesirli bir hale getireceğiz. Gerek doğal gazdan, gerek petrolden, gerekse madenlerden gelen birtakım gelirleri aşikâr bir yüzdesini bu bankamıza aktararak buradan yeni evlenen çiftlere dayanak olacağız. İleriki devirlerde tahminen genç girişimcilere buradan daha fazla takviye olma imkanlarını da araştıracağız.” sözlerini kullandı.
“ENFLASYONU DA GELECEK YILDAN BAŞLAYARAK DENETİM ALTINA ALACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonu da gelecek yıldan başlayarak denetim altına alacağız. Bunun planını, programını yapmış durumdayız. Bir taraftan Merkez Bankamızın siyasetleri öteki taraftan maliye politikalarımız ve yapısal reformlarımızla bu amacımızı de gerçekleştireceğiz.” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’yi 21 yılda, 3,5 trilyon dolarlık bir yatırımla buluşturduklarına dikkati çeken Yılmaz, milletin Cumhuriyetin 100’üncü yılına, daha büyük umutlar ve maksatlarla girmesi için çalışmaya devam ettiklerinin altını çizdi.
“TÜRKİYE İKTİSADI SON 20 YILDA YÜZDE 5,5 ORTALAMA BİR BÜYÜME KAYDETTİ”
Türkiye Yüzyılı’nın bütün toplumsal bölümlerle birlikte inşa edilecek ve Türkiye’yi çok daha yükseklere taşıyacak bir yüzyıl olmasını hedeflediklerini anlatan Yılmaz, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Trabzon’la ülkemizin 81 kentinin tamamı, altyapı yatırımlarımızla, üretim ve istihdamda kat ettiğimiz uzaklık sayesinde Türkiye’mize de dünyaya da daha açık bir hale gelmiştir, daha fazla etkileşim içinde bir pozisyona yükselmiştir. Bir taraftan sıkıntı bir periyottan geçtiğimizi de kabul etmek durumundayız. Dünya hala pandeminin tesirlerini tam olarak atlatabilmiş değil. Türkiye iktisadı son 20 yılda yüzde 5,5 ortalama bir büyüme kaydetti. Dünya iktisadı ise 3,6 civarında bir büyüme kaydetti. Yani son 20 yılda Türkiye dünyanın iki puan üstünde aşağı üst bir büyüme performansı gösterdi. Bir yıl için bu çok değerli değil diyebilirsiniz ancak 20 yıllık bir ortalamada bunu başaran bir ülkenin dünyadaki pozisyonunu nereden nereye taşıdığını da hesaplayabilirsiniz.”
Yılmaz, Türkiye’nin güçlü ekonomik ve mali altyapısıyla sarsıntının yaralarını da saracağını vurguladı.
“BİRİKMİŞ BİR GEREKSİNİM VARDI DİYELİM. O AÇIĞA ÇIKMIŞ OLDU”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Program’da (OVP) 2026’da Türkiye’yi tek haneli enflasyona tekrar kavuşturmayı hedeflediklerini anlatarak, şunları söyledi:
“Bu yıl süreksiz olarak yükseliş var. Bu geçiş sürecinden kaynaklanıyor, politikalarımızda aşikâr bir geçiş süreci yaşıyoruz. Kurda belirli bir artış oldu. Tekrarlayacak bir artış değil bu. Birikmiş bir gereksinim vardı diyelim. O açığa çıkmış oldu. Bundan sonra daha istikrarlı bir gidişat olacaktır. Bir taraftan da fiyatlarda enflasyonun üzerinde yaptığımız artışlar, bütçe açısından aldığımız önlemler, bunların bir ölçü enflasyona olumsuz yansımaları oldu. Enflasyonu da gelecek yıldan başlayarak denetim altına alacağız. Bunun planını, programını yapmış durumdayız. Bir taraftan Merkez Bankamızın siyasetleri öteki taraftan maliye politikalarımız ve yapısal reformlarımızla bu gayemizi de gerçekleştireceğiz. Bunun çok ayrıntılı halini Orta Vadeli Programı’mızda bulabilirsiniz.”
“YATIRIM VE İHRACAT ODAKLI BİR BÜYÜME”
OVP ile büyüme ve istihdamı da devam ettirmek istediklerinin altını çizen Yılmaz, yatırım, istihdam, üretim ve ihracatla cari açığı belirli bir düşük düzeye çekerek, büyümeyi istikrarlı formda sürdürmeyi hedeflediklerini söyledi.
Yılmaz, tüketim yüklü değil, yatırım ve ihracat yüklü bir büyümeyi öngördüklerini belirterek, “Bu da enflasyon üreten değil, enflasyonu daha bir aşağı çeken bir büyüme yaklaşımını tabir ediyor. Tüketim berbat bir şey değil elbette. Elbette refah için tüketim olacak. Fakat her şeyin dozajı var. Çoka gittiği vakit hiçbir şey yararlı olmuyor. İthalatı arttırıcı olabiliyor. Hasebiyle bizim önümüzdeki periyot büyümemiz, yatırım ve ihracat odaklı bir büyüme biçiminde tasarlandı.” dedi.
“KİŞİ BAŞINA GELİRİMİZİN İSE 14 BİN 885 DOLARA ULAŞACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ”
Kalkınma, büyüme, iktisadın emelinin beşere hizmet olduğunu vurgulayan Yılmaz, OVP’nin en temel hedefinin da toplumsal refahı artırmak, toplumsal adaleti güçlendirmek, ülke ve insanını, refahın kalıcı formda arttığı bir pozisyona yükseltmek olduğunu kaydetti.
Yılmaz, vergi reformundan mesleksel eğitimde yapılacaklara, afetlerden etraf ve toplumsal refahı artırıcı hususlara kadar birçok başlığa OVP’de yer verdiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“2026’ya geldiğimizde 1,3 trilyon doların üstünde bir ekonomik büyüklüğe ulaşacağımızı iddia ediyoruz. Kişi başına gelirimizin ise 14 bin 885 dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Bu da kıymetli bir kritik eşiği aşacağımızı gösteriyor. Dünya Bankasının bir sınıflandırması var. Ülkeleri düşük gelirli ülkeler, alt-orta gelir, üst-orta gelir ve yüksek gelirli ülkeler biçiminde sınıflandırıyor. Orada 13 bin 845 dolar üzere bir eşik bedel var. Bunu geçtiğiniz vakit yüksek gelirli ülkeler sınıfına girmiş oluyorsunuz. İşte Türkiye 2026’da sağlayacağı gelişmelerle inşallah bu periyotta yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacak. Aşağı sıralardan tahminen başlayacağız lakin o lige geçmiş olacağız.”
patronlardunyasi.com
