Daha evvel 3 yıl 9 ay ceza aldığı ve cezaevinde 6 ay kaldıktan sonra tahliye edildiği davayla ilgili yine cezaevine giren gazeteci Barış Pehlivan, cezaevinden birinci yazısında, ‘İçeriden Notlar’ı kaleme aldı. Pehlivan’ın işte o yazısı
İçeriden notlar
“8 ayda 2 bin 500 mahkûmu yolcularsın buradan.”
Cezaevinin art bahçesindeki bankta sohbet ettiğim bir mahkumdan duyuyorum bu kelamı. Ekliyor: “Öyle bir yasa çıkardılar ki kimse anlayamıyor.”
Koğuşlarından bahçesine, yemekhanesinden kuyruklarına açık cezaevi tıpkı asker kışlası üzere… Kışlada vatan yaşatılıyor, burada ise başka cezaevleri. Çünkü aslında açık cezaevi Silivri yerleşkesinin içindeki 10 kapalı cezaevini besliyor. Misal, burada her gün 20 binden fazla ekmek yapılıyor ve kapalı cezaevlerine dağıtılıyor. Ve evet, üretimde mahkûmlar vazife alıyor.
Bir diğer mahkûm yaklaşıyor yanıma…
“Biz neyse de utanıyorum sizi burada görmekten” diyor. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, “Adalet herkese lazım” üzere bir cümle çıkıyor ağzımdan.
Sohbetlerimden öğreniyorum ki…
“Cinsel” diye kodlanan istismar ve tecavüz suçluları bu son infaz kanunuyla süratlice cezaevinden çıkarılmış. Yerlerine, birebir maddeden faydalanıp kapalıdan açık cezaevine erkenden geçenler konulmuş.
Ama işte yetmiyor kapasite…
Kimi kısa kimi uzun mühlet kalmak için onlarca mahkûm geliyor her gün. Duyuyorum, yan binada 3 kata çıkarılan ranzalarda ya da yerlerde yatanlar oluyor.
Haliyle, en çok “Sen bilirsin, af çıkar mı” sorusuyla karşılaşıyorum. Bildiklerimi, iddialarımı, sıkıntının açmazlarını anlatıyorum. Cevaplarımdan pek tatmin olmuşa benzemiyorlar.
Volta atarken malum bir eski bakanın ismini veriyor biri: “15 yıl uyuşturucu sattım. O bakanın yeğenlerinden alıyordum malı. Onlar neden burada değil? Yıllardır cezaevindeyim, bir tane baron görmedim. Bize ‘torbacı’ diyorlar, güçleri bize yetiyor.”
Yürümeye devam ediyorum. O türküdeki sevecen gecekondu konutları artık yok. Bir bakış uzaklıktaki dostları düşünüyorum. Yazıyorum, büyüyorum.
patronlardunyasi.com