14 ve 28 Mayıs seçimlerinden bugüne kadar çeşitli tartışmaların yaşandığı CHP’de, uzun müddettir sessizliğini koruyan CHP’nin eski Genel Sekreteri Başkan Sav, suskunluğunu bozdu.
Cumhuriyet gazetesinden Işık Kansu’nun haberine nazaran Sav, son cumhurbaşkanlığı seçiminde alınmış olan 25 milyon oyun tamamının CHP’ye mal edilmesi yanlışlığının yanı sıra, milletvekili seçiminde 6’lı masanın 4 partisi ile birlikte alınan yüzde 25 oy gerçeğinin ve başarısızlığın bir değerlendirilmesinin yapılmadığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu’nun kendisinin genel başkanlıktan istifa ederse parti liderliğinin boşlukta kalacağını ileri sürdüğünü anımsatan Sav, şunları söyledi:
“ATATÜRK GENEL BAŞKANLIĞI BOŞALTTIĞIDNA PARTİ BOŞLUKTA MI KALDI?”
“Geçmişte Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin ve Altan Öymen, genel başkanlığı boşalttıklarında parti boşlukta mı kaldı? Sayın Kılıçdaroğlu genel lider olduğunda parti boşlukta mıydı? Parti boşlukta kalmaz. Ayrıyeten, Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Genel başkanlık yükünü taşıyacağına inanacağım birisi çıkarsa ona genel başkanlığı bırakabilirim’ demektedir. Genel liderde aranan niteliklerin başında, partinin unsur, program ve tüzüğüne bağlılık gelir. Partinin birikimini yok sayarak CHP’yi yönetecek yetenekte kimsenin bulunamayacağını ileri sürmek olağanüstü şaşırtıcıdır. Dahası partinin unsurlarına bağlı, geçmişi pak biri çıkarsa genel başkanlığını ona bırakabileceğini söylemek de yenilir yutulur üzere değildir. Bu kelam, CHP’de geçmişi pak olan yok demek manasında algılanır. Hatta birtakım hassas üyeler, bunun partiye ve kendilerine açıkça yapılmış bir hakaret sayabilir.”
27 Temmuz prestijiyle genel lider ve parti organlarının misyon ve yetki mühletinin dolduğunun altını çizen Sav, “Siyasi Partiler Kanunu ve CHP tüzüğü, kurultayın en çok üç yıl mühlet içinde toplanacağını ve genel lider, PM ve Yüksek Disiplin Kurulu’nun seçilmesi gerektiğini belirtiyor” dedi ve şöyle devam etti:
“GENEL LİDERİN MÜDDETİ ÜÇ YILDAN FAZLA OLAMAZ”
“Genel liderin vazife müddeti üç yıldan fazla olamaz. Münasebetiyle bu müddetler aşılmıştır. Partinin kendisini bu açıdan da gözden geçirmesi, ileride parti organlarının hukuken legal olup olmadıkları tartışmalarına neden olunmaması gerekir. PM’de genel merkezin tavırlarına karşı salt çoğunluğu aşan bir çoğunluk vardır ve PM partiyi bir fevkalâde kurultaya taşıma imkanına erişilmiştir. Şayet partinin yetkili organları mahallî seçimlere hakikat gerekli adımları atmazsa, örgüt teşhisi yapar ve tedaviyi de gerçekleştirir.”
Genel merkez tarafından ilgili maddelere ve parti tüzüğüne karşıt olarak aday adayı olmak isteyen vilayet ve ilçe yöneticilerinin istifa etmelerine ait genelgeye bağlı olarak istifa eden 40 vilayet ve 40 ilçe liderinin aday olduğunu anımsatan Sav, bu vilayet liderlerinden 8’inin seçilecek, 11’inin seçilemeyecek sıralarda yer aldığını, 21’inin de aday gösterilmeye layık görülmediğine değindi. Liderlerden da sadece 3’nün milletvekili olabildiğini anlatan Sav, lakin aday olduktan sonra parti genel merkezi, vilayet ve ilçe merkezlerinin yerlerini öğrenmiş olanların milletvekili yapılmasının örgütü olağanüstü üzdüğünü lisana getirdi.
Son PM toplantısında vazifeden alınan vilayet ve ilçe yöneticileri için Şubat 2012 kurultayında tüzükte yapılan değişiklikle üçte iki çoğunluk arandığını aktaran Sav, son PM’de yapılan oylamaya ait şu görüşlere yer verdi:
“TÜZÜK KARARINA UYMAYAN BİR ANLAYIŞ CHP’DE GÖRÜLMÜŞ ŞEY DEĞİLDİR”
“Daha evvelki tüzüklerde itirazın kabulü için PM’de salt çoğunluk aranıyordu. Son PM toplantısında misyondan alınan vilayet ve ilçe liderlerine ait itirazlarda 31 oy, yani salt çoğunluk bulundu. Yani, genel liderin kararlarında bir haksızlık olduğuna ait ihtar niteliğinde bir çoğunluğa ulaşıldı. Bir manada bu sayı, genel lidere ve MYK üyelerine güvensizlik manasına da gelir.
Salt bu nedenle bile duraksamadan kendilerini 26 Temmuz 2020 tarihli kurultayda seçmiş olan delegelerden güvenoyu istemeliler. Fevkalâde kurultay daveti ile yeni organ seçimleri yapmalılar. Olağan kurultay için kongreler takviminin işletilmekte olması mazereti Siyasi Partiler Kanunu’nun amir kararı karşısında geçersizdir. Öte yandan, küme başkanvekillerinin MYK’e katılması da tüzük kararıdır. Duyumlar yanlışsız ise bir küme başkanvekilinin MYK toplantılarına alınmaması üzere tüzük kararına uymayan bir anlayış şimdiye kadar CHP’de görülmüş şey değildir.”
Sav, Ekrem İmamoğlu’nun, genel başkanlık yarışına girip girmeyeceğine ait bir karara varmış üzere gözükmediğini tabir ederek, “Kendisi için büyükşehir belediye başkanlığı açısından gelecek 2024 Mart ayına kadar misyonda kalıp kalmamasının değerlendirildiğini sanıyorum. Vaktinde cumhurbaşkanı adayı yapılsaydı bir demokrasi ve adalet uğraşına girişilir, Sayın İmamoğlu’nun başı üzerinde gezdirilen ceza tehditleri ve Demokles’in kılıcı işlemez hale getirilebilirdi. Maalesef bu kıymetli detay gözden kaçırıldı” dedi.
“KENDİSİNİN ELEŞTİRİLMESİNDE ŞAŞILACAK BİR TARAF YOKTUR”
Sav, son seçimlere ait şu belirlemeyi yaptı:
“Bir genel liderin cumhurbaşkanı adayı olması çok doğaldır. Fakat, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2018’de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğunda NTV’deki bir açıklamasında, bir genel liderin cumhurbaşkanı adayı olmasının yanlışlığına değinmişti. Son seçimde, ‘Bir partinin genel lideri cumhurbaşkanı olmamalı’ kelamını unuttu ve kendisi aday olunca toplumda doğal olarak bir şaşkınlık ve tutarsızlık izlenimi yarattı. Yanlış ve hayalperest, olanaksız vaatlerde bulunuldu.
Eğer Sayın Kılıçdaroğlu başarılı olsaydı, zafer kazanmış bir kumandan üzere algılanacaktı. Seçim kaybetmesi üzerine kendisinin eleştirilmesinde de şaşılacak ve etik olmayan bir istikamet yoktur. 10. mağlubiyetini almış olmasına karşın CHP Genel Başkanı’nın misyonda kalıcı olmak istemesi ve bunda ısrar etmesi seçmenin inanç hissini azaltmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yakın etrafı ve bir kısım anket firmaları tarafından yanıltılmasından doğan bu sonuç, muvaffakiyete susamış olan örgütümüzü ve seçmeni çok üzmüş, hayal kırıklığına sürüklemiş ve bir ümitsizlik doğurmuştur.”
patronlardunyasi.com
