İşte Savaş Özbey’in o yazısı:
Yarım asırlık konuları deşmenin, geride kalmış dramları canlandırmanın manası yok. Ancak Gülden Karaböcek’in bir fotoğrafı o tartışmayı tekrar gündeme getirdi: İnsan kardeşinin eşiyle evlenir mi?
48 YIL ÖNCE
Abla Sevinç Karaböcek: Artık Sevmeyeceğim, Annen Bile Okşasa, İki Gözüm Çıksın… Kardeş Gülden Karaböcek: Dilek Taşı, Sürünüyorum, Ayrılık Kolyesi… Her ikisinin de kulaklarımızda hâlâ yankılanan değerli müzikleri var. Ve hafızalardan silinmeyen sinemaları. İki kız kardeş 48 yıldır görüşmüyor. Birinci başta sebep, tıpkı Ajda-Semiramis Pekkan tevatüründe olduğu üzere büyük kardeşin küçük kardeşin meşhur olmasını istememesi…
Abla Neşe’nin kardeş Gülden’i engellemesi, hatta ailesiyle bile ortasını bozması… Aşk, ihtiras, şöhret, kıskançlık… Sineması yapılsa, yok yok bu kıssada. Gelin başa saralım: Göktürk Ailesi’nin 1947’de Neş’ecan isminde bir kızları oldu. 2 yıl sonra da Saniye Gülden isminde bir kızları daha. İki kız kardeş de çocukluklarından itibaren çok yetenekliydi. Abla Neş’ecan 5 yaşında “Karaböcek” isimli bir tiyatro oyununda oynuyordu.
Hatta temsili izleyen İsmet İnönü, küçük kızı o kadar beğenmişti ki yanına çağırıp oyunun ismi olan “Karaböcek”i ona soyadı olarak vermişti. Ama 5 yaşındaki Sevinç Karaböcek, ileride bu soyadını da, müstakbel eşini de kız kardeşine kaptıracağını bilmiyordu. Kardeşler büyüdükçe ikisinin yetenekleri de belirginleşmeye başladı. Büyüğü üzere küçüğü de müzikte ilerliyor ve Ankara Radyosu’nda Yaşar Aydaş’tan şan, nota ve solfej eğitimi alıyordu. Bu durum iki kardeşin ortasını açtı…
KADERİN CİLVESİ
Neşe Karaböcek o sırada gücünün doruğunda. “Orta Şark’ın Altın Bülbülü” deniyor ona. Sinemaları var. Üretimci Atilla Alpsakarya ile evli. Orta halli bir plakçıyken periyodun en büyük plak şirketlerinden birinin sahibi yapmış kocasını: Elenor Plak. Rivayet o ki kardeşinin yükselmesini engelliyor, hatta ailesiyle de ortasını bozarak evsiz barksız hale düşmesine sebep oluyor. Fakat bahtın keseri de sapı da bir sefer daha dönüyor: Sevinç Karaböcek ve eşi olaylı biçimde boşanıyor. Üretimci Atilla Alpsakarya’nın bu boşanmadan sonra Sevinç Karaböcek’in eksikliğini kapatması gerek. Evvel Karaböcek markasının kendi plak şirketine ilişkin olduğunu ileri sürüyor lakin başarılı olamıyor. Bu sefer Sevinç Karaböcek’in yerine kız kardeşi Gülden’i koymaya karar veriyor. Ötelenmiş genç kıza elini uzatıyor. Artık her şey tamam, tek bir eksik var: İnönü’nün abla Neşe’ye armağan ettiği Karaböcek soyadı… Mahkemeye başvuruyorlar ve mahkeme kararıyla Karaböcek soyadını da alıyorlar. 75 yılına gelindiğinde Sevinç Karaböcek’in soyadı da, 1 yıl evvel boşandığı eski eşi de artık kardeşi tarafından alınmış durumda. Sonradan bir tek annelerinin cenazesinde bir ortaya gelecek iki kardeşin 48 yıllık küslüğü de böylelikle başlıyor.
MEZARA KADAR…
Yıllar sonra küçük kız kardeş bu olay hakkında şöyle konuşuyor: “Ablam beni fettan bir bayan olarak göstermek istedi. Beni, ölmemi isteyecek kadar kıskanıyordu ve müzik piyasasında olmamı istemiyordu. Bu evliliğe beni olaylar zorladı, zira annemi babamı da bana düşmen etmişti, tek başıma ortada kalmıştım…” Lakin ablasının hali hâlâ çok net: “O benim kocamı elimden aldı. Anadolu’da bu yüzden cinayetler bile işleniyor. Onunla asla barışmam. Gülden’i mezara kadar affetmeyeceğim…”
GÜNÜMÜZ
Birkaç gün evvel Gülden Karaböcek’in bir çorbacıda müzik söylerken bir fotoğrafı sirkülasyona girdi toplumsal medyada. “Çorbacıya kadar düştü” yorumları yapıldı toplumsal medyada. Halbuki fotoğraf 4 sene evvel bir imza günündenmiş ve o gün Karaböcek’ten bir de playback müzik söylenmesi istenmiş. Daha kızı bu açıklamayı yapamadan Demet Akalın’dan çok tartışılacak bir yorum geldi: “Tüm eniştecilerin sonu bu türlü olsa da izlesek…” Gülden Karaböcek’in ablasının kocasıyla evlenmesine gönderme yaparak bu “kötü son”dan mutlu olduğunu söylüyordu Akalın. Ortam tekrar ikiye bölündü. Mesela Tuğba Ekinci şiddetle Demet Akalın’ı eleştirirken, Ebru Polat’tan dayanak geldi: “İdolümsün Demet!” İdol müdür değil midir bilemem lakin ortaya yepisyeni bir kavram çıkmış oldu: Enişteciler! Ve bu kavram yalnızca Gülden Karaböcek’i değil, kız kardeşi Pınar Güvenel’in kocası Akşit Togay ile evlenen Nazan Öncel üzere isimleri de kapsıyor.
EVLERDEN IRAK
Uzaktan konuşmak kolay. Olayın kahramanlarının o tercihleri yaparken neler yaşadıklarını tekrar en uygun kendileri bilir natürel. Ancak “Çok güç durumdaydım, o yüzden kardeşimin kocasıyla evlendim” cümlesi de bana zıt geliyor açıkçası. “Zor durumdaydın da deva olarak bula bula benim eşim mi geldi aklına” der insan. Mesela Sevinç Karaböcek’in de Gülden Karaböcek’in de birer çocukları var ortak eşlerinden. Artık o çocuk senin oğlun mu, yeğenin mi? Çocuklar da birbirinin hem kuzeni hem kardeşi… Düşünüyorum da ben burada Sevinç Karaböcekçiyim galiba. Bir erkek kardeşim olacak, o da tutacak benden sonra yengesiyle evlenecek ha… Şartlar ne olursa olsun: Konutlardan ırak. Sonsuza dek uzak.
