Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından Rockefeller Plaza’da düzenlenen akşam yemeğine eşi Emine Erdoğan ile katıldı. Türk-Amerikan toplumunun mensuplarıyla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti lisana getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Aşkınız, sevdanız ve ahde vefanız için her birinize farklı ayrı şükranlarımı sunuyorum.” tabirini kullandı.
SEÇİMLERDEKİ TAKVİYE İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ
Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesine 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki takviyeleri için teşekkür eden Erdoğan, “Kimi vakit saatler süren seyahatler yaparak, kimi vakit yağmurun, güneşin altında bekleyerek, kimi vakit bölücüler ve FETÖ’cülerin tacizlerine maruz kalarak, kimi vakit çeşitli ülkelerin engelleme teşebbüsleriyle karşılaşarak, kısacası iradelerine sahip çıkmak için pek çok fedakarlığı göğüsleyen tüm vatandaşlarıma şahsım, milletim ismine şükranlarımı sunuyorum.
Oylarını almadığımız insanlarımıza da ulaşmaya, doğruları anlatmaya, onların da gönüllerini kazanmak için çalışmaya devam edeceğiz. Allah ömür, milletimiz de yetki verdikçe buralara her gelişimizde inşallah sizlerle muhabbetimizi sürdüreceğiz. Ortamıza hiç kimsenin hiçbir çıkar hesabının girmesine müsaade etmeyeceğiz. Tıpkı bir duvarın tuğlaları misali birbirimize kenetleneceğiz.”
Deprem bölgesi için yapılan çalışmalardan bahseden Erdoğan, afet bölgesine verilen dayanak için de teşekkür etti.
SİZİN OLMADIĞINIZ HER YERDE KESİNLİKLE BİR OBURU VARDIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Sizler burada bir yandan kimliğinizi koruma ederken öbür taraftan güçlü kültürümüzü Amerikan halkına en güzel formda tanıtarak Türkiye ve Amerika ortasında beşeri köprüler kuruyorsunuz. Bu köprülere yenilerini eklememiz, var olanları daha da güçlendirmemiz gerekiyor. İstiklal şairimiz Mehmet Akif ne diyor? ‘Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.’ Siyasette de sivil toplumda da toplumsal hayatta da zafere giden yol birlikten, beraberlikten, vahdetten geçer. Sizler de sahip olduğumuz kıymetler etrafından birleşirseniz, üstesinden gelemeyeceğiniz pürüz yoktur.
Türk-Amerikan ilgilerini zehirlemek için hareket eden birtakım çıkar kümeleri var. Hakikatleri anlatarak, düzgün örnek olarak, Türkiye’yi ve Türk milletini hakkıyla temsil ederek bunlara set çekeceğiz. Bu mevzuda resmi kurumlarımızla birlikte siz vatandaşlarıma da sorumluluklar düşüyor. Sivil topluma faal katılımınız, ülkedeki karar alma mercilerindeki temsiliniz bu bakımdan çok kıymetli. Şunu hiçbir vakit unutmayın, hayat boşluk kabul etmez. Sizin olmadığınız her yerde kesinlikle bir oburu vardır. Sizin bıraktığınız boşluklar, ülkemize ve milletimize hasımlık besleyenler tarafından doldurulacaktır. Siz kendi haklarınızı hamasetle savunmazsanız, bunu sizin isminize bir oburu layıkıyla yapamayacaktır.
Sizlerden aranızdaki görüş ayrılıklarına takılmadan, Türkiye için tek saf ve tek yürek halinde çaba göstermenizi bekliyorum. Bu süreçte ülkemize müzahir başka toplumlarla dayanışma içerisinde olmanız çabamıza güç katacaktır. Bilhassa İslam düşmanlığı, ırkçılık ve nefret cürümlerine karşı saflarımızı çok geniş tutmalıyız. Bu hastalıklı akımların dünyanın birçok ülkesinde toplumsal medyanın da tesiriyle giderek yayıldığını görüyoruz. Sık sık başörtüsünden, sakalından, kılık kıyafetinden ötürü nefret hatasına maruz kalan kardeşlerimizin haberini alıyoruz.”
KURAN-I KERİM’E YÖNELİK YAKIŞIKSIZ HÜCUMLAR HİÇBİR FORMDA MAZUR GÖRÜLEMEZ
Erdoğan, Türk-Amerikan toplumunun da yükselen ırkçı dalgadan olumsuz etkilendiğine dikkati çekerek, “İnsan hak ve hürriyetlerine hürmet duyan hiçbir devlet bu furyaya sessiz kalmaz, kalmamalıdır. Bugün çoğunlukla Müslümanları maksat alan bu taarruzların yarın kökeni, lisanı, kültürü, inancı farklı kümelere yönelmesi kuvvetle olasıdır.” sözlerini kullandı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da yaşananların bunun en acı örnekleri olarak hafızalara kazındığını, 28 yıl evvel Srebrenitsa’da bu nefret ikliminin soykırıma kadar varabileceğinin görüldüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Cezasız kalan her hata failini azgınlaştırır. İslam düşmanlığının da önü alınmazsa failler daha da pervasız hale gelecektir. Türkiye olarak kar topu üzere büyüyen bu tehlike karşısında ikazlarımızı yapıyor, reaksiyonumuzu açıkça ortaya koyuyoruz. Hususun memleketler arası toplumun gündeminde tutulması için çalışmalarımızı ciddiyetle yürütüyoruz. Danimarka, İsveç, Hollanda ve son olarak New York’ta kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik berbat akınlar hiçbir formda mazur görülemez. Dünya genelindeki 2 milyar Müslüman’ın kutsallarına saldırmanın fikir özgürlüğü kisvesiyle yasallaştırılmasını asla kabul etmiyoruz. Bize nazaran bu hareketler, insanları kışkırtmayı amaçlayan provokasyonlardır. Bu akınlara karşı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Kurulu ve Genel Heyet tarafından kutsal kitaplara yönelik her türlü şiddet aksiyonunu milletlerarası hukukun ihlali olarak bedellendirilen kararının kabul edilmesine, malumunuz, öncülük ettik. Bu doğrultudaki uğraşlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Sizleri de bu gayrete sahip çıktığınız için tebrik ediyorum.”
SAHADA VE MASADA GÜÇLÜ, FAAL VE İSTİKRARLI DIŞ POLİTİKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in 100. yılını “Türkiye Yüzyılı” ile taçlandırmak için canla başla çalıştıklarını, Türkiye’nin savunmada, diplomaside, iktisatta, turizmde büyük bir atılım içerisinde olduğunu bildirdi.
DEAŞ’tan FETÖ’süne, PKK’sına kadar terör örgütlerine nefes aldırmadıklarını lisana getiren Erdoğan, hudutların içinde ve dışında terör örgütleriyle uğraşın kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı.
Bir yandan milletin hakkını ve hukukunu savunurken başka yandan global adaletsizlikleri ve eşitsizlikleri gidermek için gayret harcadıklarını belirten Erdoğan, “Bu hedefle alanda ve masada güçlü, yapan, faal ve istikrarlı bir dış siyaset izliyoruz. Son yıllarda bölgesel ve global krizlerde üstlendiğimiz kritik rollerle arabuluculuk alanındaki dünya markası pozisyonumuzu pekiştirdik. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki tavrımız tüm dünyanın takdirini topladı. Esir takasından Karadeniz teşebbüsüne birçok diplomatik muvaffakiyete imza attık. ‘Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz.’ inancıyla uğraşlarımızı çok istikametli bir formda devam ettiriyoruz.” dedi.
BİDEN İLE DOSTLUK VE İŞBİRLİĞİMİZİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE MUTABIK KALDIK
Erdoğan, Türkiye ile Amerika ortasındaki bağların günden güne geliştiğini bildirerek, şunları kaydetti:
“Başkan Biden ile dostluk ve işbirliğimizin güçlendirilmesi konularında mutabık kaldık. Sayın Biden ile kurulmasını kararlaştırdığımız stratejik düzenek, ülkelerimiz ortasındaki diyalogun derinleştirilmesine katkı sağlıyor. İkili ticaret hacmimiz geçen sene 32 milyar doları aşarak rekor bir seviyeye ulaştı. Önümüzdeki devirde işbirliğimizi ortak çıkarlar temelinde daha da ilerleteceğiz. Devletler ortası ilgilerde görüş ayrılıkları her vakit olabilir, bu olağandır. Lakin biz ortak paydaların daha fazla olduğunu, bu minvalde açılacak çok sayıda fırsat penceresinin olduğunu da biliyoruz. Birlik ve beraberlik içerisinde hareket ettiğimiz sürece her alanda daha çok müspet sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Devlet olarak bize düşen, sizlere dayanak olmaktır. Büyükelçiliğimizin ve başkonsolosluklarımızın kapıları siz kıymetli vatandaşlarımıza her vakit açıktır. Başınız dara düştüğünde sığınacağınız, gereksiniminiz olduğunda kapısını çalacağınız, bayram günlerinin heyecanını paylaşacağınız, güç vakitlerinde yardım isteyeceğiniz birinci adres, ebediyen devletimizin buradaki üniteleridir. Devletimizin tüm imkanlarıyla yanınızda olduğunu bilmenizi istiyorum.”
patronlardunyasi.com
