Müfit Can Saçıntı, sinema dalında çok eski olduğunu anlatmak için “Tatlıcı olsaydım, bugün dükkanının tabelasına “tarihi tatlıcı” yazdırabilirdim” diye başlıyor. Saçıntı, 2016’da “Yaşamak Hoş Şey” filmi için bütün maddi birikimini ortaya koyduğunu anlatıyor. Ünlü filmciş başkanlık referandumundan uçak krizine, pandemiden TV’ye sinemanın satışına kadar tüm yaşadıklarını tek tek yazdı.
İşte Saçıntı‘nın lisanından bir teşebbüsün öyküsü:
1990’dan beri bölümdeyim.
Tatlıcı olsaydım, bugün dükkanının tabelasına “tarihi tatlıcı” yazdırabilirdim.
Tabi sakallı fotoğrafımla beraber!
Neylersin ki, tatlıcı değil filmciyiz!
Hiçbir sinemanın, dizinin telif hakları bana ilişkin değil.
Biri hariç!
2016 yılında, bütün maddi birikimimi ortaya koydum!
Yaşamak Hoş Şey sinemasını çektim.
Ve battım!
Zira biz sinemanın gösterime gireceği günü belirledikten sonra
ülkede birebir gün “başkanlık referandumu”yapılmasına karar verildi!
O gün tüm sinemalar kapandı!
Sinemanın hafta sonu gişe sayıları düzgün gelmedi tabi!
Bunu mazeret eden sinema işletmecileri sineması süratle gösterimden kaldırdılar!
Kötü battım!
O günlerde tanıştığımız Ferdi Eğilmez;
“Ne oldu senin sinema?” Diye sordu!
“Sorma, sinema battı Abi!” Dedim.
“Film batmaz oğlum, Üretimci batar” dedi:
“Sen battınsa tekrar çıkarsın; Aslan üzere Sinemanın orda duruyor!
Evet ben batmıştım lakin sinemam aslan üzere duruyordu!
Venedik-Altın Aslan üzere büyük şenliklere gönderemedim fakat kimi mükafatlar aldım!
Yunanistan Symi Adası Şenliğinde Heyet Onur Mükafatı aldım!
Merasime davet etmeye bile gerek duymadılar.
Mükafatı postayla gönderdiler!
Mükafatı postacının elinden aldım!
Rusya’da bir şenliğe kabul edilip davet edildim!
Masraflarımı da şenlik komitesi karşılayacaktı.
Rusya bana vize vermedi!
O günlerde Rusya İle aramız bozuktu!
Şu “uçak düşürme” konusu yüzünden!
Güya uçağa ben sapan taşı attım!
Neyse…
Hollywood’da kabul görmedim ancak Bollywood’da kabul gördüm!
Hindistan’da bir şenliğe davet edildim.
Uçak bileti almaya param kalmadığı için,
Ben gidemedim,
sinemam gitti!
Büyük övgüler aldı!
Eleştirmenler övgü dolu görüntüler çekti!
Daha daha da yeterlisi oldu;
Bir üretimci sineması Hindistan’da tekrar çekmek istedi!
Daha evvel yurt dışında dizilerimiz tekrar çekilmişti.
Lakin sanırım birinci kere bir sinema sinemamız yurtdışında tekrar çekilecekti!
Heyecanlandım.
Güzel de bir para teklif ettiler.
Daha çok heyecanlandım!
İngilizce türel kontrat o denli zart diye hazırlanmıyor!
Vakit aldı lakin oldu!
İş imzaya kaldı!
İmzayı atacağız! Parayı alacağız! Hindistan’da sinemamız çekilecek!
Daha çekeceklerimiz bitmemiş.
Küt! Pendemi patladı!
Kontrat elimizde patladı!
Sokağa çıkma yasaklarıydı falandı filandı!
Yapımcılarla irtibatımız koptu.
Öldüler mi kaldılar mı bilmiyorum!
Neyse ki sinemanın Tv Ratingleri kanalın yüzünü güldürdü.
Beni de güldürdü fakat Mona Lisa kadar. Yarım.
Zira sineması çekebilmek için, sinemanın Tv gösterim fiyatını evvelce almıştım.
Ve onu da çoktan batırmıştım!
En çok bilinen sinemam Mandıra Filozofu.
En Çok IMDB puanı olan sinemam Yaşamak Hoş Şey! 7.6!
Bunla övünmüyorum, avunuyorum!
Şimdi yeni bir denemeye başlıyorum!
Yaşamak Hoş Şey’in on dakikasına yapay zeka ile İngilizce dublaj yaptırdım!
Artık?
İngilizce konuşan, arkadaşlarınız ve takipçileriniz varsa, duyursanız sevinirim.
Tabi sineması izleyip sevdiyseniz.
Aşağıda paylaşmayı kolaylaştırmak için bir gönderi paylaşacağım.
Her şey bir yana, yapay zeka ile dublaj yapılan bir sinemamızın ( tahminen de birinci filmimizin) bu tecrübesine şahit olmak, tecrübenin bir modülü olmak da ilgi cazibeli.
Beckett’in dediği üzere.
Daima denedim, daima yenildim.
Yeniden deneyeceğim, tahminen, tekrar yenileceğim.
Ancak daha hoş yenileceğim!
Pes etmek konformistlerin işidir!
Bizim gibiler için lüxtür.
Bizim gibiler için,
Denemek ve direnmek mecburiyettir!
Desteklemeyen de sağolsun; destekleyen bin yaşasın!
Eyvallah.
