Davanın ağır ceza mahkemesi yerine asliye cezada açılması gerektiği belirtilen kararda, iddianamede yer alan, “örgüte yardım” hatasına ait iddianamede hiçbir anlatım, kanıt ve argümanın bulunmadığı kaydedildi.
14 Mayıs seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olan Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’ye ait seçim sürecinde uydurma olduğu belirtilen manzaralar, Twitter hesapları üzerinden yayınlandı. İnce, bunun üzerine seçimlere 3 gün kala, 11 Mayıs’ta adaylıktan çekilmişti. Bu türlü bir manzarasının gerçek olmadığını belirten İnce, devletin prestijini koruyamadığını tabir etmiş, şu açıklamayı yapmıştı:
“Son 45 günde gördüklerimi 45 senede görmedim. Geçersiz dekontlar, olmayan bacanaklar, olmayan manzaralar, fotoğraflar… İsrailli bir cinsel münasebet manzara sitesinden alıyor manzarayı benim kelleyi kesip ortaya koyuyor FETÖ’cüler. Muhalif olmak için bunu paylaşanlar da var. Benim bu türlü bir imajım, ses kaydım yok. Özel hayatın kapalılığı falan değil bu, iftira. Gerçek değil bu. T.C. Devleti benim prestijimi koruyamamıştır. Bir yurttaşının, bir cumhurbaşkanı adayının prestijini korumakla vazifelidir devlet, medya, emniyet…”
Bu süreçte Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ortasında Ankara Kuşu hesabının sahibi Oktay Yaşar ve Avrasya Araştırma’nın sahibi Kemal Özkiraz’ın ortasında bulunduğu 17 şüpheliyi gözaltına alınmış, Cevheri Güven’in ortasında bulunduğu 4 kuşkulu hakkında ise yakalama kararı çıkarılmıştı. Özkiraz hür bırakılırken, Yaşar’ın ortasında bulunduğu 6 kuşkulu ise, “Kişisel bilgileri hukuka ters olarak ele geçirmek yahut yaymak, özel hayata ait imaj ve sesleri ifşa etmek” hatasından tutuklanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Ofisi, Oktay Yaşar ile Cevheri Güven’in belgesini Terör Savcılığı’na sevk ederken, öbür 5 kişi hakkında ise dava açmıştı. Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederken, tutuklu 5 şüphelinin tahliyesine karar vermişti.
Ankara Terör Savcılığı ise, Cevheri İnanç ve Oktay Yaşar hakkında iddianame düzenledi. İddianamede Yaşar hakkında hata kanıtlarını yok etme, gizleme yahut değiştirme, silahlı terör örgütüne üye olmamakta birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme, sesli yazılı yahut imajlı bir mesaj ile hakaret, güçlü bir siyasi partinin faaliyetlerini engellemek savlarından ceza istendi. Cevheri İnanç hakkında ise bu hataların yanı sıra örgüt yöneticiliğinden de ceza talep edildi.
MAHKEME, İDDİANAMEYİ İADE ETTİ
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, savcılığın iddianamesini sert tenkitler getirerek iade etti. İade kararında, Oktay Yaşar ile Cevheri Güven’in birlikte yargılanmalarını gerektirir, birlikte hareket ettiklerine dair tez ve kanıt bulunmadığı belirtildi. Yaşar’a ait tek suçlamanın “Ankara Kuşu” isimli paylaşımlar olduğu belirtilen kararda, hangi tarihte gerçekleştirilen hangi hareketin ne formda hangi cürmü oluşturduğuna ait en ufak bir anlatıma iddianamede yer verilmediği savunuldu.
Savcılığın, örgüte yardım kabahatine ait ismi geçenlerin örgüt ile irtibat ve iltisaklarına ait en ufak bir araştırma yapmadığı belirtilen kararda, asliye ceza mahkemesinin vazife alınana giren hataların yanına örgüte yardım cürmü eklemlendirilerek kamu davasını ağır ceza mahkemesinde açıldığına dikkat çekildi. Meğer tıpkı paylaşımı yapan başka şüphelilerin davasının asliye ceza mahkemesinde açıldığı anımsatılan kararda, “Aynı paylaşımı yapan iş bu şüphelilerin tıpkı suçlamalara ek terör ihtisas ağır ceza mahkememizde yargılanmalarını gerektirir tek tez olan örgüte yardım cürmüne ait ise hiçbir anlatım, kanıt ve savın bulunmadığı görülmüştür” denildi.
Mahkeme, savcılığın bu davayı sanıkların “salt ağır ceza mahkemesinde yargılanmaları adına” yaptığını belirtirken, “hukuki güvenirlilik adına” birebir hareketi gerçekleştiren bu şüpheliler hakkında da benzeri suçlamalarla kamu davasının öbür şüpheliler üzere asliye ceza mahkemesine açılmasında başsavcılığın “muhtariyeti” (özerkliği) olduğuna işaret edildi.
Mahkeme ayrıyeten, savcılıktan örgüte yardım kabahati açısından şüphelilerin örgütle irtibatının yanı sıra; onların örgüte yardım olarak nitelendirilebilecek hareketinin ne olduğunu açıkça ortaya koymasını istedi. Bu etaptan sonra da bu cürmün oluştuğuna dair kâfi kuşku bulunması halinde belgenin tefrik edilerek yalnızca bu hata istikametinden dava açılmasını öneren mahkeme, bu nedenle yüklenen kabahati oluşturan olayların mevcut kanıtlarla ilişkilendirilmeksizin açılan iddianamenin iadesine karar vermenin gerektiğini kaydetti.
CEVHERİ İNANÇ’IN İADE GEREKÇESİ
Kararda, Deniz Baykal’a kaset komplosu davasının da firari sanığı olan Cevheri İtimat hakkında ise iddianamede başka şüphelilerle birlikte hareket ettiğine dair itirafçı kuşkulu, şahit, fiziki-teknik takip üzere hiçbir kanıt tespitine yer verilmediği belirtildi. İnanç’ın örgütün medya yapılanmasında aktif rol oynadığına ait muğlak ve muallak bir tabir ile yetinildiği belirtilen kararda, şöyle denildi:
“Örneğin mağdurun kim olduğu dahi anlaşılmayan terörle gayrette misyon almış şahısları gaye göstermek üzere hangi hareketin hangi hatası oluşturduğu anlaşılmayan ve asliye ceza mahkemesinin vazife alanına giren kabahatlerden kamu davası açıldığı görülmüştür. Bu açıdan örgütün medya yapılanmasının bir şema halinde izah edilerek şüphelinin bu hiyerarşide pozisyonunun ne olduğu kanıtlarla desteklendikten sonra işbu şüphelinin öteki şüpheliler ile iştirakinin de ortaya konmasının akabinde kamu davası açılması kanun kararları gereği zaruridir.”
patronlardunyasi.com
