Oyuncu Nurseli İdiz, Takvim’e özel açıklamalarda bulundu. İdiz, “Başörtüsü yasağı geldi, beşerler mağdur oldu. Ben sol görüşlü bir bayanım lakin bana gerçek gelmeyen şeyi açıkça söylerim. ‘Bu iktidar toplumu ayrıştırıyor’ diye şikayet eden laik kesim başlattı bu ayrıştırmayı…Her dakika çıplak bayan görmekten bana kötülük geldi. Yalnızca toplumsal medyada değil, sokakta da o denli… Artık donla, sütyenle dolaşıyorlar. Türkiye muhafazakarlaşıyor deniyor fakat yok o denli bir şey” dedi.
Tiyatrodan televizyona geçiş yapan isimlerden biri oldunuz ve çok büyük bir popülarite yakaladınız. Artık mesleğinize baktığınızda eleştirdiğiniz taraflarınız var mı?
Tiyatroda belirli bir popülarite yakalamıştım lakin televizyonda bu kadar tanınan olacağımı düşünmemiştim. Özel televizyonlarda birinci ünlü olanlardan biriydim. Çok toydum, yol gösterecek kimse de yoktu. Şımarıklarım da oldu. Ancak hiçbir vakit muhafazalarla falan gezmedim, halkın içindeydim daima. Çok para kazandım ancak ne yazık ki o zamanki eşim ve ben parayı yanlışsız yönetemedik. Mesleğim ve para idaresi konusunda amatör kaldım. Yanlışsız yönetemedim o süreci. Şimdiki kuşak bu açıdan çok şanslı, meslek planlamalarını profesyonelce yapıyorlar. Uzun yıllar menajerim yoktu. Mesleğimde hak ettiğim yerde değilim. Birçok dizide yer aldım bugüne kadar lakin basında farklı açıdan yansıtılıyorum. Benim de yanılgılarım oldu elbette. Lakin haksızlık da yapıldı bana…
Neden kendinize haksızlık yapıldığını düşünüyorsunuz?
Yeterince anlatamadım kendimi aslında. Geçirdiğim ruhsal, maddi ve manevi sorunları beşerler görmezden geliyorlar. Sizi daima kusursuz formda görmek istiyorlar. Bu da olmayınca haksızca yorumlar yapılıyor. Yaşadığım şiddetli süreçlerde sahip çıkanım olmadı daldan. Yaşadığım ruhsal rahatsızlık bir periyottu. Ve geçti. Bunun bir hastalık olduğunu ve tedaviyle güzelleştiğimi anlatmak için çok efor sarf ettim lakin kendimi anlattıkça beşerler daha da uzaklaştı benden. Bu süreçte vefasızlıklar yaşadım açıkçası.
‘MÜSLÜMAN ÜLKEDE BAŞÖRTÜ TARTIŞMASI BANA ÇOK SAÇMA GELİYOR’
Kendinizi yalnız hissettiğiniz devirler oldu mu?
Hülya Avşar’ın ‘Sanatçıdan dost olmaz’ kelamına katılmamak elde değil. Mesela tanınan bir dizide rol alsam çabucak telefonlarım çalmaya başlar. Bu süreçte bana karşı vefasızlıklar, haksızlar gördüm. Ben de kusurlar yaptım ancak hakkımda çıkan haber yüzünden bir kent efsanesi haline geldim. İmal şirketlerinin bir kısmı hâlâ bu olumsuz algının tesirinde. Bunun artık kırılması gerekiyor. Türkiye’de ruhsal rahatsızlıklar hastalık olarak görülmüyor. Klinikte yattığım devirde beşerler inanmıyordu bana. Can Gürzap da klinikte yatmama karşın bana inanmadı. Oyuna çıkmadığım için dava açtı, kazandı da ancak alacağı parayı icraya koymadı. Can Hoca benim büyüğümdür, ona hürmetim çok.
AYRIŞTIRMAYI LAİK KESİM BAŞLATTI
Türkiye’de ayrışma var diye bir tartışma var. Siz bu mevzuyu nasıl bakıyorsunuz?
Türkiye’de ayrıştırma aslında başörtüsü tartışmasıyla başladı. Ben sol görüşlü bir bayanım, CHP Gençlik Kolları’nda da yer almıştım. Hayatım boyunca yanlışsız gelmeyen şeyi açıkça söylerim. Artık bu iktidar kaç yıldır işbaşında, toplumu ayrıştırıyor diye şikayet eden laik kesim başlattı ayrıştırmayı. Başörtüsü yasaklarına birinci günden beri karşıydım.
Başörtüsü yasaklarını çok saçma ve gereksiz görmüştüm. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, isteyen örtünür, isteyen örtünmez. Benim muhafazakar topluluktan da yakın arkadaşlarım var, laik kısımdan de. Kim neye inanıyorsa o denli yaşasın. Ben sol görüşlü de olsam inançlı bir bayanım. Müslümanlık en gelişmiş, en hümanist dindir. Merhum kayınvalidemin ana lisanı Arapçaydı. Kuran Kerim’i de hatmetmişti. Onun sayesinde Kuran’ı tekraren okudum. Ne vakit meşakkate düşsem okurum.
‘ÇIPLAK BAYAN GÖRMEKTEN BANA KÖTÜLÜK GELDİ’
Sosyal medya ortamını nasıl buluyorsunuz pekala? Sizin tenkitleriniz var mı?
Her dakika çıplak bayan görmekten bana kötülük geldi. Yalnızca toplumsal medyada değil, sokakta da o denli… Artık donla, sütyenle dolaşıyorlar. Türkiye muhafazakarlaşıyor deniyor fakat yok o denli bir şey. “Yok İran üzere olacağız yok Afganistan üzere olacağız” diyenler var fakat bu gerçeği yansıtmıyor.
ALKOL TEDAVİSİ GÖRDÜM
Alkol kullanımınıza yönelik basında haberler çıktı. Alkol ile aranız nasıl?
Alkole 37 yaşında başladım. Aslında çok fazla alkol alan biri değilim. Sabah akşam içmedim hiçbir vakit. Alkol eşiğim düşük olduğu için de psikolojimi çok etkiliyordu. Bu da olmaması gereken şeylerin yaşanmasına yol açıyordu. Alkol konusunda tedavi de gördüm. Uzun müddette bıraktım. Artık de tek tük içiyorum. Benim yerimde bir erkek aktör olsa mesleği bu türlü berbat etkilenmezdi. Bakın ekranlara alkolle sorun yaşıyor olmasına karşın dizilerde başrol oynuyorlar. Kimse onlara bir şey demiyor. Lakin bayan olunca durum değişiyor. Benim adım çıktı bu hususta ne yazık ki…
BİR YILDA 5 SEVGİLİ DEĞİŞTİRİYORLAR
Popüler olduğunuz periyotta evliydiniz. Popülerliğiniz evliliğinizi olumsuz etkilediği için mi boşandınız?
Hayır. Ben Cem ile 17 yaşında tanıştım ve birinci birlikte olduğum beşerle da evlendim. Klasik bir Türk ailesine nazaran büyüdüm ve yaşadım. O denli çık, dolaş, sonra öteki biriyle gez dolaş yoktu bizim devrimizde. Bu mevzuda muhafazakarım aslında. Artık cinsel özgürlük falan diyorlar ancak bir kızı iki yılda beş farklı erkekler görürsem garipsiyorum. Birçok alakayı günümüzde yapay buluyorum. Bir kısım bu türlü yapay yaşıyor bir kısım da aileyi öne koyarak yaşıyor. Kıvanç Tatlıtuğ üzere Burak Özçivit üzere… Ailenin değerini bilen ve ona sarılan insanlara büyük hürmet duyuyorum.
MEDYA MAYMUNU BİLE DEDİLER
Televizyonda popülerlik yakalayınca entelektüel dünyadan dışlandığınızı söylemiştiniz. Hâlâ bu anlayış devam ediyor mu?
Sabah’ta yer alan habere nazaran, entelektüel dünyanın tanınan olduğu vakitlerde kendisine karşı tutum aldığını belirten İdiz, “Medya maymunu bile dediler bana. Beni eleştirenler de bir müddet sonra medya dünyasına dahil oldu. Tanınan olana karşı alerjisi var entelektüel dünyanın.” dedi.
patronlardunyasi.com
