Meltem Günay
Türkiye’nin yıllardır tartıştığı hususlardan biri de nafaka. Bu husus Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın açıklamalarından sonra bir kere daha tartışılmaya başlandı. Bakan Göktaş yaptığı açıklamada, süresiz nafaka konusunu önemsediğini belirtirken, “Bazı beşerler 1990’lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek üzere uygulama kabul edilebilir olamaz. Münasebetiyle bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım. Şayet bir mağduriyet oluşuyorsa üstesinden gelmek lazım. Öteki bakanlıklarımızla da bu mevzunun üzerinde çalışmayı hedefliyoruz. Süresiz nafaka üzere bir durum adil bir durum değil. Bu durumun hakikaten değerli bir formda ele almaması lazım. Süresiz bir nafaka sizin için adil mi? O yüzden Adalet Bakanımız ile görüştüğümüzde bu nafaka konusunu, 6284 konusunu ve bizim bakanlığımızı ilgilendiren boyutlarını ele aldık. Bunun Adalet Akademisinde ders olarak verilmesini düşünüyorum. Bunun kıymetli olduğunu düşünüyorum. Yargıçlar ve savcılar bu mevzuyu özel ders olarak Adalet Akademisinde ele alabilirler. Kanun değişmeyecek” dedi.
‘KADINA BOŞANMA MESKENİNDE ÖL MÜ DENİYOR?”
Bakan Göktaş’ın bu açıklamasını eleştiren Türkiye Bayan Dernekleri Federasyonu Lideri Canan Güllü, “Sayın Bakan, Türkiye’de nafaka ile ilgili kaidelerden evvel, bayanların hayatına, yaşadıkların zorluklara, bayanların yaşadığı eşitlizliğe dair Türkiye geneliyle ilgili bir algı, izleme yapabildi mi bir rapora erişti mi?
Türkiye’de bayanların erken yaşta, eğitimlerinden alınarak evlendirilmeleri nedeniyle rastgele bir işe ya da gelire sahip olmadığı, 30’yu yaşlarında 3-4 çocukla evlendiği kişinin onu ortada bırakması durumunda elindeki tek devlet garantisi olan nafakaya sarılmasına karşı kanısı nedir? Türkiye’de boşanmaların sebebi olarak ortaya konulan bayana karşı şiddetin önlenemediği, ayda 40 bayanın katledildiği ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçildiği için garantisiz ortamda kalan bayanlar için ‘boşanma, meskeninde öl bize de masraf çıkarma mı’ diyorlar. Ya da garantisi olmayan bayanın elinden bunu alarak boşanma sonrası nasıl yaşamasını bekliyorsunuz. Yine zoraki olarak evlenmesi mi gerekiyor. Yaşlıya çocuğa bayanın bakmasının gelenek olduğu Türkiye’de bayan aslında istihdamda olamıyor ya da çekilmek zorunda kalıyor.” diye anlattı.
SORUMLULUKLARINDAN KAÇAMAYACAKLAR
Güllü, nafaka veren erkeklerin ikinci eş nedeniyle mağdur edebiyatı yaptıklarını lisana getirirken, “O ikinci eşler, evlenirken sorumluluğunu yerine getirmeyen bir erkekle evlendiğinin farkında olması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Uygar Kanun’u ve Ceza Kanunu nafakayı şekillendirmiş. Bu mevzuda karar veren hukuk. Türkiye’de bayan erkek eşitliği vardır. Bayanları cinsel nesne olarak, mal olarak gören kullanan ve onu paçavra üzere bir tarafa atıp sorumluluktan kaçacak erkeklerin boğazında her daim nafaka ilmeği olacaktır” dedi.
KADIN NAFAKAYLA DEVLETİ GERİSİNDE GÖRÜYOR
Avukat Levent Karakoç da durumla ilgili şu yorumu yaptı; “Aslında süresiz nafaka diye daima söyleniyor lakin bu türlü bir durum da yok. Zira şartlar değişirse bu durum ortadan kalkıyor. Bayanın evlenmesi, oburuyla birlikte yaşaması, bayanın iş hayatına atılarak bir gelir elde etmesi ya da erkeğin boşanma tarihindeki mali durumundaki çok önemli bir negatif değişiklik olması durumunda ortadan kalkabiliyor. Bunun bir çok alt başlığı var. Nafaka bayanın evlendikten sonra hayatını sürdürmesi için veriliyor. Bayanı aile içi şiddetten de koruyan bir şey zira nafaka hakkını elinden aldığınızda bayan şiddet gördüğü o sarmalın içerisinde kalmak durumunda. O nafaka devletin işin içine girdiği bir durum ve bayan devleti ardında görüyor. O yüzden kaldırılmasıyla ilgili niyete katılmıyorum. “
EVLİLİK MÜDDETİNE NAZARAN NAFAKA ÖNERİSİ
Süresiz nafakanın taraflarından biri olan Boşanmış Beşerler ve Aile Platformu Lider Yardımcısı Süleyman Üstündağ ise nafakaya bir mühlet getirilmesi gerektiğini söyledi.
Nafakanın süresiz olmasının erkekleri mağdur ettiğini anlatan Üstündağ, “Hiç bitmeyen üstelik her yıl artan borç oluyor, bayana şiddet ve bayan cinayetleri artıyor, erkekler tekrar evlenmek istese dehşetten evlenemiyor, nafakanın kesilmemesi için bayanlar kayıt dışı çalışıyor, evlilik dışı ilgi yaşıyor. Şu andaki durumda fakat taraflardan biri ölürse ya da bayan evlenirse nafaka bitiyor” dedi. Üstündağ bu mevzudaki tekliflerini de şöyle sıraladı; ” 4721 Sayılı Kanun’un 175’inci hususunda değişiklik yapılması bizim teklifimizdir. Bir yıl süren evliliklerde 6 ay, 1-5 yıl süren evliliklerde 2 yıl, 5-10 yıl süren evliliklerde 4 yıl, 10 yıldan fazla süren evliliklerde 5 yıl yoksulluk nafakası ödenebilir” diye anlattı.
patronlardunyasi.com
